19 Kasım 2009 Perşembe

Sandra Bullock ve Ryan Reynolds'lu The Proposal

Normalde seyredeceğim filmleri seçerken imdb'de 7'nin üstünde puan almış olanlara ağırlık vermeye çalışırım; ne de olsa bu sınırlamayla bile, seyredebileceğimden çok daha fazla film kalır geriye. Ancak, romantik komediler sözkonusu olunca, bu kuralı biraz gevşetmem gerekiyor. Romantik komedilerin kendine has bir izleyici kitlesi ve izlenebileceği ortamlar var, mesela sevgilisi/kocasının elini tutarak veya omzuna sarılarak hoş bir akşam geçirmek isteyen kadınlar, kız kıza verilen bir pijama partisi, veya (bazı uygunsuz sahnelerinde gözleri kapattırılmak suretiyle) evde 7-8 yaşlarında bir afacan varsa, vurdulu kırdılı bir aksiyon filmi, bir drama veya her taraftan kanların fışkırdığı bir korku filmi yerine tercih edilebiliyorlar. Bu nedenle bu filmlerde sanatsal kaygılar, sağlam bir senaryo veya kaliteli oyunculuk yerine, esas oğlanın ne kadar yakışıklı olduğu ve esas kızın ne kadar güzel (ama sevimli ve şirin bir güzel, vamp ve seksi bir güzel değil) olduğu daha bir ön plana çıkıyor.

Bu uzun girişten sonra, yazının konusu olan filme geleyim. The Proposal, başrollerinde Ryan Reynolds ve Sandra Bullock'un oynadığı bir romantik komedi filmi.

başrollerinde Sandra bu filmi seyretmeden bir hafta on gün kadar önce yine Ryan Reynolds ve Confessions of a Shopaholic'in başrolündeki kızıl saçlı güzelin oynadığı Definitely Maybe'yi seyretmiştim. Definitely Maybe harika bir film, bu tip romantik komedilerde alışık olduğumuzdan daha karmaşık, daha sürükleyici ve çok çok sevimli bir hikayesi var. Bir yönüyle bu türün klasiklerinden When Harry met Sally'ye benziyor.

İşte Definitely Maybe'den sonra The Proposal'ı, imdb puanlarının yüksekliğini (giriş paragrafındaki açıklamalarımdan sonra 6.9 hiç de fena sayılmaz!) de dikkate alarak, büyük ümitlerle izledim. Evet, hoş bir akşam geçirten güzel bir film, ama biraz da boş bir film bence.

Yani, vize sorunu yüzünden yapılan mecburi ve göstermelik evlilik, başta birbirlerine gıcık olurken bu evliliğin getirdiği birlikte yaşama süresi sonucunda doğan büyük aşk... Bu temalar Gerard Depardieu ve Andie McDowall'ın unutulmaz filmi Green Card'da çok daha mükemmel şekilde işlenmişti zaten. O filmdeki iki karakter de sahiciydi, filmin başında aralarındaki gerilim de aynı şekilde, gerçek hayatta karşılığı olan bir çatışmaya karşılık geliyordu. Oysa The Proposal'da ne Sandra Bullock, yaşadıkları yüzünden kendini korumak için etrafına görünmez çelik bir duvar örmüş, kendini kariyerine adamış, merhametsiz editör rolünde inandırıcı, ne de Ryan Reynolds, idealleri uğruna bu cadı kadına katlanan büyük edebiyatçı sekreter (yönetici asistanı diyelim kibar olsun) rolünde, hem de film içinde ortaya çıktığı üzere, aslında editörüne hiç de ihtiyaç duymadığı halde... Katherine Reigl'in 27 Dresses'de canlandırdığı karakterin patronuna her şeye rağmen katlanan ve onun sağ kolu olan sekreter rolüne inanabilirim, çünkü zaten film Reigl'in karakterinin patronuna sırılsıklam aşık olmasıyla başlıyordu. Ama Reynolds The Proposal'da Bullock'a neden katlansın ki? Öte yandan, Reynolds'un ailesi, özellikle babasıyla yaşadığı gerilim de çok klişe geldi bana.

Sonuç olarak, geride üstünde düşünmeye değer pek bir şeyler bırakmayan bir film The Proposal.

5 yorum:

  1. The Proposal balon köpüğü tarzda bir romantik komediydi haklısın ama insanın şehir yorgunluğundan ve haber stresinden kaçması için akşam izlenilecek tarzda bir filmdi, hemde SANDARA BULLOCK'un tarihte ilk defa soyunduğu film buymuş :) Hani banyo sahnesi varya o sahne işte :)

    YanıtlaSil
  2. Sandra Bullock'u "Sen Uyurken" filmiyle tanıdım sevdim, o filmin hatırına daha çevireceği epey bir romantik komediyi seyrederim herhalde. Bir de "Miss Congeniality"yi unutmamak lazım tabii.

    YanıtlaSil
  3. Ryan Reynolds'u beğeniyorum, The Proposal'ı da sırf onun hatrına izledim. Isla Fisher'a bayılıyorum, özellikle de kızıl saçları ve Bir Alışverişkolik'in İtirafları'ndaki çocuksu neşesine!

    Bu arada, Coşkun, hani kürkler?! Daha doğrusu, bu blog kürk ve kürk modası üstüne değil miydi, sen bize öyle vaadetmemiş miydin:) Yeni yazılarını merakla bekliyoruz...

    YanıtlaSil
  4. Jülide, acaba Ryan Reynolds'un o kızları hasta edecek bakışlarını mı beğeniyorsun, yoksa oyunculuğunu mu!

    Kafamda kürk modasının değişik yönleriyle ilgili bir sürü yazı var, ama olgunlaşmalarını bekliyorum. Kimi yazıların konusu belli, görselleri araştırıyorum, kimi yazılarda ise görseller hazır, ama kullanılan kürk işleme tekniklerini daha iyi anlatabilmek için bilgi topluyorum.

    YanıtlaSil
  5. Coşkun, kıskanma şimdi elin Ryan'ını!

    YanıtlaSil