30 Eylül 2010 Perşembe

ebay'de bir vintage madeni: indiecultvintage

Ebay, pek çok şey gibi vintage kıyafetler bulmak için de mükemmel bir ortam, ama o kadar çok ürün listeleniyor ki ebay'de, insan hangisine bakacağını şaşırıyor. Öte yandan, askıda veya yere serilerek fotoğraflanmış, üstüne üstlük fotoğrafların düşük çözünürlükte konduğu ürün ilanlarından da pek bir şey anlaşılmıyor. İşte tam bu noktada, vintage kıyafetler üzerine uzmanlaşmış satıcılar önem kazanıyor. indiecultvintage, ürünlerini güzel bir manken üstünde tanıtmasıyla bu satıcılar arasında dikkat çeken bir isim.

İşte, son haftalarda indiecultvintage'in sattığı bazı kıyafetlerden sizler için seçtiklerim:

70lerden kalma bu muhteşem şifon elbise, bana İlhan Koman'ın "Akdeniz"heykelini hatırlattı, sizce de öyle değil mi?


Şu kat kat drapelerin dökümü muhteşem, değil mi! Kullanılan aksesuarlar da 70lerin havasını çok iyi yansıtıyor. Bu elbise açık arttırmada 330 dolara alıcı bulmuş. Drapelerin Modaeratör'ün blogunda ele aldığı, Ashley Olsen'in giydiği beyaz elbiseyle benzerliği dikkat çekici.

Elbisenin rengi de çok hoş. Fotoğraflarda bir miktar beyaz dengesi sorunu var, ama ben somon diyorum bu renge.


Yine 70lerden kalma krem rengi bu elbisenin dökümleri de harika. Kolları açılınca melek kanatları (ama VS melekleri değil!) gibi görünüyor ve aynı dökümlerin etekte de yer alması, elbiseye olağanüstü bir hacim kazandırıyor. Tabii bu elbiseyi giyebilmek için sütun bacaklar ister, o ayrı:)

Bu elbise de "Beni aksesuarlarla donat!" diye bağırıyor. Etsy ve benzeri yerlerde ürünlerini satan, satmaya çalışanlar için burada önemli bir ders var. Bu elbise bir askıda veya yatağın üstüne serilerek fotoğraflansaydı, 40-50 dolara ancak alıcı bulurdu, ama indiecultvintage gibi ebay'de tanınan bir satıcı, güzel bir manken üstünde kaliteli fotoğraflarla satışa sununca elbisenin fiyatı açık arttırmada 280 doları geçmiş.

Yanlış anlaşılmasın, burada o kadar güzel bir kombinle karşı karşıyayız ki, neyin satıldığını anlamakta zorlanabilirsiniz. Satıştaki ürün, 70lerden kalma kolları mavi tilki kürküyle süslü bir siyah deri yelek, alttaki etek görünümlü cici şort ise Alexander Wang. Yine türlü kombinlere uygun bir parça bu. Kol oyuklarındaki basit bir kürk detayı deri yeleği hemen farklı bir havaya sokuyor. Bu ürün 220 dolara alıcı bulmuş.



Bu batik baskılı tulumla bu yazı biter. Omuzlardaki bağcıklar bana Diane Kruger'in Troy filminde giydiği bir kıyafeti hatırlattı.

indiecultvintage madenini kazmaya devam edeceğim.

29 Eylül 2010 Çarşamba

Chloe örgü pelerin

Sonbahar-kış sezonunda örgüler ve pelerinler dikkat çekiyor, peki hem örgü hem pelerin olamaz mı? Olur, hem de Chloe imzasıyla gayet güzel olur!


Bu pelerini Chloe defilesinde, blogda daha önce kendisinden uzun uzun söz ettiğim Sigrid Agren mükemmel taşımış. Sigrid'in üzerinde örgü pelerinin yanısıra, örgü bir tulum bulunuyor. Böylece Chloe, tek bir kombinde örgü, pelerin ve tulumu bir araya getirmiş, bir taşla üç kuş vurmuş...


Genel olarak bakınca, tulumla pelerinin renkleri birbirine yakın, ama tulumun rengi biraz daha açık. Bu renge kiremit rengi diyebiliriz. Tulumda sarılar, pelerinde kahveler rengin açık ve koyu skalasını oluşturuyorlar. Şu incecik kemerin zarafetine de bir bakınız lütfen!

Sigrid Agren'in bakışları fotoğraf makinesinin lensini tam ortadan delip geçmiş resmen! Saçları muhteşem görünüyor.Yok, Sigrid'in bu pozu, bu endamı, daha yakından bakmayı hak ediyor.


Bu pelerin çeşitli editoryallerde de kullanıldı. Aşağıdakiler, benim rastladığım üç örnek.
Harpers Bazaar dergisi İngiltere edisyonunda, Jessica Miller'in üstünde görüyoruz pelerini. Sezonun bir başka trendi, shearling (koyun-kuzu postun) bir ceketle kullanmışlar Chloe pelerini.
Vogue Paris Ağustos sayısında Freja Beha Erichsen'i defiledeki gibi pelerin ve tulum birlikte görüyoruz. Defilede Sigrid ne kadar hanım hanımcıksa, Vogue editoryalinde Freja o kadar hippie ve wild bir tarzda.
Tasha Tilberg, Elle Amerika Ağustos sayısında, pelerini bu sefer sezonun bir başka gözde trendi kamel renkte, ama Sigrid ve Freja Beha'nınkinden farklı bir tulumla poz vermiş. Tulum yine Chloe kolleksiyonundan, ama yukarıdakilerden daha ince bir triko tulum. Sol alt köşedeki yazılardan pelerinin 3830 dolar, kemerin 425 dolar ve triko tulumun 2365 dolar olduğunu öğreniyoruz. Stil ucuza gelmiyor tabii ki!

Gördüğünüz gibi stilistler bu dikkat çekici pelerini, sezon trendlerinden ve hatta Chloe tasarımından pek sapmadan kullanmışlar.

Son olarak, ben yine Sigrid'e dönmek ve defilenin sahne arkasından iki kareyle bitirmek istiyorum.

Sigrid'in bu "spoilt girl" pozlarına bayıldım, bittim!

28 Eylül 2010 Salı

ASOS'tan: Aqua'nın kimono kollu, örme, vücudu saran maksi elbisesi

 

ASOS'ta Aqua marka bu elbiseyi gördüm ve hayran oldum. Elbise esneme özelliği olan polyester bir malzemeden örme bir kumaştan yapılmış, bu nedenle vücudu sımsıkı sarıyor, hatları ortaya çıkarıyor. Kolları ise, kimono kolları gibi bol, kat kat ve dökümlü bir şekilde. Harika bir kontrast!

ASOS web sitesinde, "VIEW CATWALK"ı tıklayarak modelin podyumda bu elbiseyle yürüyüşünü mutlaka görün! Elbisenin rengi, kumaşının dokusu, altın sarısı metalik aksesuarlarla ve DIY detaylarıyla zenginleştirilmek için son derece müsait.

Beline de bir kemer takarsanız, bütün bakışlar üzerinizde! 



26 Eylül 2010 Pazar

Danimarka'dan La Gazelle'in deri ve kürk tasarımları

Danimarka'dan La Gazelle markasının deri ve kürk ürünleri, rahat, spor ve şık tasarımlarıyla dikkatimi çekti. Web sitesinden beğendiğim parçaları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu kolajda soldaki iki karede yer alan deri bolero çok hoş görünüyor. Kıyafet baştan aşağı siyah olmasına rağmen, üstte bolero, altta deri veya deri görünümlü taytın parlaklığı ile bluzun matlığı güzel bir kontrast oluşturuyor. 125 Dolar gibi çok makul bir fiyatı var. Sağdaki deri jileyi de beğendim, ama dizlere kadar uzanan çizmeyle kombinlenmesi? Bilemiyorum.

 Sol baştaki kapitoneli kaban bana son birkaç yıldır çok popüler olan Moncler'in tasarımlarını hatırlattı. Polyester-sentetik kumaşların ışıltısı ile kürk yaka ve manşetler birbirlerini güzel tamamlıyor. 270-350 dolar civarı fiyatları da uygun.
Dikkatli bakınca göreceksiniz, yukarıdaki iki parça, "örgü kürk" (knitted fur). Vizon kürkleri ince şeritler halinde kesiliyor ve bu şeritler iplik gibi kullanılarak örülüyor. Ortaya değişik bir dokusu olan bir malzeme çıkıyor. Özellikle böyle yelek veya şal tarzı kullanımlara çok uygun, çünkü her iki tarafı da kürk! Çok hoş bir dokunuşu var ve astar kullanılmamış. 550 Dolar civarı fiyatları yüksek gelebilir, ama hem çok farklı kombinlere girebilmeleri, hem de yıllarca kullanılabilecek olmaları da hesaba katılmalı.
Bu kürk bolero/ceketler, kot pantolon ve dize kadar uzanan siyah deri çizmelerle rahat, spor ve "casual" kombinlere çok yakışıyor. Sol baştaki, "cross mink" diye anılan bir vizon çeşidi. Beyaz-gri renkleriyle kürkler yanyana gelince haç şeklinde göründüğü için böyle anılıyorlar. Bu kürk bolero/ceketler vizon kürkünden, ama aynı tarzda Zara, Topshop gibi mağazalarda imitasyon modelleri de var. İmitasyon demişken, imitasyon kürklerin renk, desen ve dokuları bile belli bir hakiki kürke benzemeye çalışıyor. Doğada karşılığı olmayan imitasyon kürklere pek rastlamıyorsunuz.
Yukarıdaki örneklerde dikkat çekmek istediğim nokta, üçünde de kürkün farklı bir dokuda kullanılmış olması. Sol baştaki siyah boleroda uzun tüylü kürk parçaları geniş yatay şeritler halinde kullanılmış. Bu şeritlerin arasında, saten, deri veya süet yatay şeritler kullanılabileceği gibi, uzun tüyleri traşlanmış (sheared) kürk şeritler de kullanılabilir ve her seferinde farklı bir sonuç alınabilir. Ortadaki vizon cekette yine yatay şeritler var, ama bu sefer şeritlerin enleri çok daha kısa tutulmuş. Sol baştakinden oldukça farklı bir görüntü veriyor. Sağdaki bolero diğer ikisine göre çok daha üniform görünüyor, ama burada da kürk üstünde bir işleme yapılmış. Vizon kürkü ince şeritler halinde kesilmiş ve sonra bu şeritler dikilerek tekrar biraraya getirilmiş. Bu tekniğe "let out" deniyor.

Bu üç örnekte de yatay kürk şeritleri kullanılmış, ama şeritler içinde açıktan koyuya renk geçişleri farklı bir görüntü veriyor. Kahve tonlarındaki vizon kürkü ile açık mavi kot pantolon birbirleriyle çok uyumlu.

Bu örnekler de diğerleri gibi çok rahat ve kullanışlılar. Eskiden kürk denince ağır, klasik mantolar akla gelirdi. Bu kürk ceket ve montlar günlük kullanımda her yerde giyilebilirler.

Şimdi de artık kaban olarak adlandırılması gereken parçalar görüyoruz. Sol baştaki kabana dikkatle bakın. Tüylerinin diğer vizon kürklerine göre daha kısa ve daha yoğun olduğunu göreceksiniz. Bunlar da vizon, ama vizon kürkündeki uzun "muhafız" tüylerinin traşlanması sonucu elde edilen bir kürk bu. İngilizcede "sheared" veya "plucked" olarak anılıyor. Bir ara çok popüler olan "peluş" imitasyon kürkler işte bu "sheared" görünümü vermeye çalışıyorlar. Bu kürklerin inanılmaz bir yumuşak dokunuşları var ve yakından bakınca "peluş" imitasyonlardan ne kadar farklı ve güzel oldukları daha iyi anlaşılıyor. Ortadaki ve sağdaki kabanlarda yaka ve manşetlerde çok daha uzun tüylü ve kabarık olan tilki kürkü kullanılmış.

Sağdaki montun kapuşonu, lynx kürkünden ve modelin yüzünü harika bir çerçeve içine alıyor. Bu bal köpüğü rengindeki vizon kürkü, sol başta kızıl tilki yakayla, sağ başta lynx yaka, kapuşon ve manşetlerle birlikte kullanılmış, ama kristal tilkiyle de çok güzel bir renk ve doku uyumu gösteriyor.

Kirsi Pyrhonen'in arı duru güzelliği

Vogue İtalya'nın Temmuz 2010 sayısında Kirsi Pyrhonen'in Paolo Roversi tarafından fotoğraflanan fotoğraflarını gördüm ve daha 17 yaşındaki bu genç kızın yüzündeki o olgun ve asil duruşa hayran oldum!


Kirsi'nin üstünde bir Trussardi 1911 tüvit döpiyes ve omuzları ve yakası kürklü bir Viktor+Rolf tüvit manto var. Ayakkabıları Richard Nicoll. Harika bir styling, harika bir fotoğrafçılık ve tabii Kirsi'nin içinden saflık akan arı duru pozu.
Şimdi Kirsi'nin bu kombininde kullanılan parçalara bakalım. Yukarıda, Trussardi 1911'in lookbook'unda tüvit döpiyesi görüyoruz. Chanel takımları hatırlatan bu kıyafete bu salaşlık yakışmamış bence.
Bu da, Viktor+Rolf defilesinden kürklü tüvit manto. Biraz değil epey abartmış Viktor+Rolf diyorsanız, bir de defilede yer alan bundan da abartılı kürklü tüvit pelerini görün derim! Viktor+Rolf web sitesinde bu son defilenin yanısıra daha önceki defilelerin de videoları var. Dikkat çekici, çarpıcı, göz kamaştırıcı birer şov şeklinde geçen bu defilelerin görüntülerini izlemenizi tavsiye ederim.

Şimdi Kirsi'nin fotoğrafına tekrar dönelim ve ayrıntılara bakalım. Tüvit kumaşın pütürlü, hafif kaba dokusundan tilki kürkünün tüylü ve yumuşak dokusuna geçiyor, oradan Richard Nicoll rugan ayakkabı ve deri şapkanın parlaklığına uzanıyoruz. Bu arada, Richard Nicoll sonbahar-kış 2010 defilesinin, Kirsi'nin podyuma çıktığı ilk birkaç defileden biri olduğunu hatırlatayım. Hiçbir ayrıntı tesadüf değil yani.

Paolo Roversi'nin bu editoryali, siyah beyaz fotoğrafın kontrastları ve dokuyu ortaya çıkarma konusunda olağanüstü bir görsellik yakalamış. Kirsi'nin olanca sade pozlarıyla birleşince ortaya harika bir iş çıkmış. Editoryaldeki diğer kareler üstünde de konuşacak çok şey var, ama ben sadece sizinle paylaşmakla yetiniyorum.




Editoryalin açılış karesinde Kirsi, "Ben sadece, zaman zaman uçağa binip işe giden ve iyi bir işi olan bir öğrenciyim." diyor. Ah keşke hepimizin işi öyle olsa! Kirsi'nin son karedeki pozu da benim mercek altına aldığım fotoğraftaki kadar dikkat çekici, ama diğer karelere ve şimdiye kadar yer aldığı diğer editoryallerine, defilelerine de bakınca, "Bu kız hep aynı pozu veriyor" diyebilirsiniz. E daha yolun başında, onun da öğreneceği çok şey var...

22 Eylül 2010 Çarşamba

Avizelerdeki kesme kristalleri elbisede kullanmak

Biraz garip bir başlık oldu, farkındayım, ama ilk defa Temmuz 2010 Vogue kapaklarını konu edindiğim blog yazısını hazırlarken, Vogue Japonya kapağında Alessandra Ambrosio'nun üstünde gördüğüm bu kıyafetin eteğindeki taşları görünce aklıma hep çocukluk yıllarımda çok popüler olan avizelerin kesme kristalleri geliyor, ne yapayım:)

Tabii kesme kristal camdan etek pek kullanışlı olmaz, bu nedenle, benim çocukluğumda bu tip avizelerin çoğunda olduğu gibi bu kıyafette de cam yerine pleksiglas malzeme kullanılmış. Ayrıca bu tasarım Prada'nınmış, hemen onu da belirteyim.

Aynı kıyafeti, en beğendiğim modellerden Kanadalı "Buz Kraliçesi" Jessica Stam, Harpers Bazaar dergisinin Nisan 2010 sayısındaki bir editoryalde giymiş.

Alessandra Ambrosio ve Jessica Stam'in üstünde sadece etek kısmında gördüğümüz bu malzeme, bu sefer elbisenin tamamında karşımıza çıkıyor. Model Inga Eiriksdottir (bu ne biçim bir soyadıdır!), dergi Vogue Rusya, sayı Mart 2010. 1960ların kabarık saç modeli ve avize konsepti birbirlerine çok yakışmışlar!

Temmuz 2010'dan başladık, Nisan, Mart derken, aynı elbise karşımıza Vogue Paris'in Şubat 2010 kapağında, şu günlerde HM kampanyasıyla her HM mağazasının önünden geçişimde beni duraklatmayı başaran Daria Werbowy'nin üstünde çıkıyor. Kapak fotoğrafı, Inez ve Vinoodh ikilisinin objektiflerinden.


Tekrar Temmuz 2010'a dönüyoruz. Elle dergisinde, Marks and Spencer kampanyalarından hatırladığımız Noemie Lenoir, cüretkar ve de davetkar bir pozda.

9 Eylül 2010 Perşembe

Vintage kürk ceket


Ebay'de rastladım bu vintage kürk cekete. Güzel bir styling, güzel bir model, iyi fotoğraflar. Daha ne olsun!


Ceketin yakası tilki, geri kalanı tavşan kürkünden ve birbirlerine gayet iyi uymuşlar. Beyaz-sarı-kahveye uzanan renkleri bu sezonun gözde rengi kameli her iki taraftan içeriyor. Mavi kotla biraraya gelince, mavi-kahve uyumunu da yansıtıyor. Bence bir kemeri eksik bu kombinin, o kadar!

Bu tarz vintage kürk ceketlere street style bloglarında çokça rastlıyoruz. Londra'da Portobello Road, Camden Market gibi sokak pazarlarında hafta sonları bu vintage kürkler çok rağbet görüyor.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Elise Crombez ve Prada cashgora elbise

Vogue Türkiye Mayıs 2010 kapağının güzeli Elise Crombez'in Allure Ağustos 2010 sayısında çok beğendiğim bir editoryali yayınlandı. O editoryalde benim dikkatimi en çok çeken kareyi yukarıda görüyorsunuz. Saçları ve makyajıyla Elise muhteşem görünüyor. İlk bakışta önü fırfırlı bir mayo gibi görünen elbisesi de çok hoş. Sağ üstteki açıklamalardan, Prada "cashgora" elbise olduğunu öğreniyoruz.

Cashgora, elbisede kullanılan kumaşın cashmere ve angora karışımı olduğunu gösteriyor. Kaşmir'i bu şekilde başka ipliklerle karıştırıp kulağa hoş gelen yeni isimler icat etmeyi çok seviyor tekstilciler. Cashmilion var mesela, bu aslında sentetik bir iplik ama kaşmir gibi yumuşak ve tabii sentetik olduğu için çok daha ucuz. Sonra cashmink var, bu da kaşmir ile vizon tüyü karışımından elde edilen çok değerli bir iplik. "Vizon tüyü" dedim, evet, vizon kürkü değil, tüyü. Bildiğiniz, vizonların tüylerini kırkarak elde ediyorlar. Daha cashmerino, cashsilk, cashmohair... var, hiç onlara girmeyeyim.

Son birkaç haftadır gözüme bu Prada cashgora elbisenin kullanıldığı bir dizi editoryal çarptı. İşte bu yazının konusu bu elbise. Aşağıda daha çok, sezonun gözde rengi kamel modelini göreceğiz, ama son olarak bir başka rengine i de de siyah olanı var. Bakalım bu elbise en çok hangi modele yakışmış?

Iris Struberger, aynı elbiseyle Interview dergisi Eylül 2010 sayısında boy gösteriyor. Iris, soğuk (veya donuk!) Nordik güzelliğini sembolize eden bir model, dolayısıyla tam olarak benim beğendiğim bir tipi olduğunu söyleyemem. Öte yandan, bir editoryalin kendi hikayesi, kendi tarzı da olacaktır. O zaman Iris'i bu elbiseyle bir başka karede görelim, ardından bu editoryalde dikkatimi çeken bir başka kareye bakalım.

Suzanna Diaz ve Tatiana Coplar'ın Japon Vogue'u Ekim 2010 sayısındaki editoryallerinden bir karede çıkıyor bu Prada cashgora elbise karşımıza. Mankenin yüzü gözükmüyor, o yüzden Suzanna mı, Tatiana mı artık siz karar verin! Dirseklere kadar uzanan siyah deri eldivenler ve leopar desenli çantayla çok çarpıcı bir kombin çıkmış ortaya.
Prada cashgora elbiseyi daha çok kamel rengiyle gördük ama elbise Marie Claire Rusya Eylül 2010 sayısının kapağında, Tiiu Kuik'in üstünde siyah-koyu lacivert rengiyle çıkıyor karşımıza. Tiiu'nun göz makyajı ile elbisenin rengi birbirine çok güzel uymuş desem?

Bu da Prada defilesinden. Cashgora elbisemizi podyumda taşıyan manken Ginta Lapina. Çoraplar üstüne bir yorum yapmalıyım, ama ne söyleyeceğimi bilemiyorum! Sizin zevkinize bırakıyorum...

Son olarak, Prada Lookbook'ta görüyoruz elbiseyi. Artık buradan ilhamla hemen gider alır ofiste iş başında giyersiniz!

Bütün bu stylingler, kombinler, kareler içinde benim favorim, yine ve tabii ki Elise Crombez! Hımm, belki de Elise'nin Allure'daki editoryalinin üstüne ayrı bir yazı yazmalıyım... Elise Crombez üzerine de bir yazı yazmalıyım... Yazacak ne çok şey var!