Dünyanın değişik ülke ve bölgelerinde, farklı dillerde yayınlanan 18 Vogue dergisinin Mayıs 2010 kapaklarını incelemeye devam edelim. İlk yazıda, içlerinde Vogue Türkiye'nin de bulunduğu 8 kapağı görmüş, ilginç bir şekilde, ABD, İngiltere, Fransa (Paris) ve Almanya edisyonlarının kapaklarını celebrity takımının parsellediğine tanık olmuştuk. Benim ünlülerin yer aldığı kapaklara en önemli itirazım, bazen çok konvansiyonel ve basmakalıp oluyorlar. Bir kere her ünlünün bir kendi kişiliği, hayran kitlesi, koruması gereken bir ünü var. Bu yüzden, ünlü olmanın tanımı gereği, yeniliklerin önünden değil arkasından koşmak durumunda kalıyorlar. Mankenlerin yer aldığı kapaklar çok daha orjinal, yenilikçi, sıradışı olma potansiyeli taşıyor. Neyse ki ikinci bölümde inceleyeceğimiz Vogue kapaklarının çoğunda süpermodeller yer alıyor.
Raquel Zimmermann, Vogue İspanya'nın kapağında, kovboy şıklığını konu alan ana editoryale paralel bir konsept içinde çıkmış. Raquel Zimmermann'ın mavi gözleri hemen dikkat çekiyor. Saçları ve makyajı da kusursuz. Kıyafeti, vahşi batıyı konu alan filmlerdeki klasik kadın tiplemesinin tarzını yansıtıyor, o da tamam. Ama o şapka! Şapka, bu kapak fotoğrafının, vahşi batıyla hiçbir alakası olmayan yapay bir ortamda, bir stüdyoda çekildiğini bağırıyor, hiç olmamış bence.
Kısa bir süre önce anne olduktan sonra kariyerine doludizgin kaldığı yerden devam eden Latin Amerikalı güzeller güzeli Gisele Bundchen, bu ay bir değil tam iki Vogue kapağında! Gisele'i yukarda, Latin Amerika-Meksika edisyonu, aşağıda ise Kore edisyonunun kapağında görüyoruz. Her ikisinde de hakiler, kamuflaj desenleri içinde. Yukarıdaki kapakta Gisele adeta, "Doğum yapmış bir anne olabilirim artık, ama vücudum eskisi gibi hala mükemmel" mesajını veriyor. Aşağıdaki kapak kızını ben Gisele'e hiç benzetemedim, oysa oldukça karakteristik ve kolay tanınan bir yüzü vardır. Fotoşop dozunu fazla kaçmış olmasın? Öte yandan, her iki kapağın da Nino Munoz tarafından fotoğraflandığını eklemeliyim. Acaba, bir taşla iki kuş mu vurdular?
Brezilya Vogue'u, bu ay 35. yıldönümünün şerefine özel bir kapakla çıkmış ve iki sayfaya yayılan bu kapakta tam 10 mankene yer vermiş. Sanıyorum Vogue'un Brezilya'da 35 yıldır çıkıyor olmasına vurgu yapmak amacıyla, kapaktaki 10 mankenin hepsi de Brezilyalı, ve şu anda aktif modellik kariyerlerini sürdüren Brezilyalı mankenlerin en iyileri. Olmayan Portekizcemle, kapak yazısında geçen creme de la creme, ki Fransızca bir ifadedir ve "iyinin iyisi" "best of the best" anlamlarına gelir, sözünden anladığım bu.
Kapaktaki mankenlerden çoğu tanıdık, hele bazıları Victoria's Secret Fashion Show'lardan daha bir tanıdık! Ama benim ilk anda adlarını söyleyebildiğim iki manken var: Isabeli Fontana ve tabii ki Caroline Trentini!
Caroline'dan söz etmişken, onun bu kapağa eşlik eden editoryaldeki fotoğrafına yer vermemek olmaz. Bu arada, Caroline'ın üstündeki ışıltılı ceket Stella McCartney'miş...
Vogue Japonya kapağında son dönemlerin bir başka gözde süpermodeli Lily Donaldson var. Turuncu-yeşil renk teması bence basit kaçmış, ama mükemmel bir uyum sergilediklerini de itiraf etmek zorundayım. Lily Donaldson'un saçı, makyajı şahane, daha önce Victoria Beckham'ın da elinde gördüğümüz tilki kuyruğu süsü olan Louis Vuitton çantası sanki bu kapak için özel tasarlanmış. Ayrıca çok da güzel bir poz vermiş.
Avustralya edisyonunun kapağında Elysa Taylor var. Üstündeki dantelli pembe bluz, romantik olduğu kadar seksi. Bu kapak bana güneş, deniz ve kum üçlüsünü, yazın neşesi ve sıcaklığını çağrıştırdı, ama modasal açıdan pek de heyecanlandırmadı doğrusu.
Mayıs 2010 Vogue kapakları arasında Avustralya ne kadar "sıradan" ise, Steven Meisel tarafından fotoğraflanan Daria Strokous ile Kirsi Pyrhonen'in yer aldığı İtalya da o kadar "sıradışı," hatta o kadar sıradışı ki, "Acaba bu kapak Vogue Türkiye'ye gider miydi?" diye sormadan edemedim. Mankenlerin yüzlerindeki "porselen" makyaj dikkat çekici. Deri veya daha büyük bir ihtimalle PVC'den eldiven ve eşarpları, Madonna'nın koni şeklindeki büstiyerlerinden bu yana giderek daha fazla "mainstream" olmaya başlayan fetiş çağrışımlar yapıyor. Peki ya sütyenler? Bu kapak kesinlikle, ya hayran olacağınız ya da nefret edeceğiniz türden bir kapak. Daha bilindik tabirle "Ya sev, ya terket!" diyor size.
En beğendiğim Vogue kapağına geçmeden, turumuzu tamamlamak adına sizlere sunmam gereken iki kapak daha var. Taiwan ve Hindistan edisyonları bu ay yerel okur kitlesine hitap edecek kapaklar seçmişler. Vogue Taiwan kapağında Taiwanlı oyuncu Kwai Lun-Mei, Vogue Hindistan kapağında Hintli oyuncu ve eski manken Deepika Padukone yer alıyor. Her iki kapağın fotoğrafçıları da kendi ülkelerinden, ayrıca belirteyim. Anladığım kadarıyla, her Vogue edisyonunun, aşırıya kaçmamak kaydıyla böyle bir kotası var. Yılda birkaç sayının kapağı bu şekilde dünya çapında tanınmayan ama o edisyonun hitap ettiği pazarda tiraj alabilecek yerel isimlere yer verilebiliyor. Bakalım, Vogue Türkiye kapağında bir Türk mankeni veya ünlüsünü ne zaman göreceğiz? Bu ayın kapağında Deniz Akkaya'nın olacağı söyleniyordu, olmadı, bakalım Deniz Akkaya'nın kariyerine bir Vogue Türkiye kapağı eklenecek mi önümüzdeki aylarda?
Turumuzda sona geldik ve şimdi sıra benim favori kapağımda. Çin edisyonu Natalia Vodianova'lı iki farklı kapakla çıkmış bu ay. Soldaki "pembe" kapağı Paolo Reversi çekmiş, sağdaki "kırmızı" kapağı ise Peter Lindbergh.
Ben her iki kapağı da beğendim, ama sağdaki "kırmızı" kapağı biraz daha fazla beğendim.
Şimdi, Mart ayı Vogue kapakları için yaptığım gibi, Mayıs ayı kapaklarını size yan yana, hepsi bir arada göstermek istiyorum. Bu dergilerin bir gazete bayisinin raflarında yan yana dizildiğini hayal edin. Hangi kapağın altındaki dergiyi almaya can atardınız? Hangi kapak ilginizi çeker, sizi kendine cezbederdi?
Bu yazıyı çok sevdim işte! :)
YanıtlaSilobjektif olamam cunku hem Franca hem Meisel'i cook seviyorum! İTALYA:)
YanıtlaSil