Başlık, "Fur: The Ultimate Fabric" söyleminin tam bir çevirisi oldu, ama meramımı daha iyi anlatacak başka bir yol bulamadım. Evet, kürk bir kıyafet tasarlamak için düşünülebilecek ve kullanılabilecek en mükemmel kumaştır. Bugün kumaşlarda aranan özellikler listesi genelde ter tutmaz, kırışmaz, kolay ütülenebilir, tüylenmez, toplanmaz, akmaz, çekmez, sünmez olma diye gidiyor, ama ben daha felsefi bir "mükemmellik" tanımının peşindeyim.
Öncelikle kürk, insanoğlunun soğuktan korunmak ve vücudunu örtmek için kullandığı en eski malzemelerden biri. Kendi derisinin narin, tüysüz, "dört element"ten kolayca etkilenen yapısı karşısında insanoğlu, avladığı hayvanların kürk ve derilerini kullanmış. Mükemmel, çünkü ilk ve en eski.
İkincisi, kürk doğal bir malzeme. Naylon, polyester, akrilik, orlon gibi sentetik malzemeler çoğunlukla petrolden elde edilir, yapaydır. Vücuda temas edince kaşındırır, terletir, kabartır. Elektrostatik yük toplar, insanda strese yol açar. Bu yapay malzemelerin tüylendiğini ve ufacık bir parçasını farketmeden yuttuğunuzu düşünün. Doğada yüzlerce yılda çözünmeyen, vücudunuzda hiç çözünmeyecektir. Yapay boyaları düşünün. Kimbilir kaç bin türlü kanserojen madde içeriyorlar. Cildinize temas eden, terlemeniz sonucu buharlaşarak soluduğunuz havayla akciğerlerinize dolan bu sentetik maddelerle kendi kendinizi zehirliyorsunuz. Oysa kürk doğaldır. Yüzünüze değen bir kürk yaka, bileklerinizde hissettiğiniz manşetler veya ellerinizle dokunduğunuz bir kürk, sizi rahatlatır, vücudunuzdaki stresi, aşırı elektrostatik yükü alır. Kürk tüylerini yutsanız bile vücudunuza zarar vermez.
Üçüncüsü, kürkün kendi dokusu ve deseni vardır. Dokuma kumaşlar gibi aynı desenin binlerce metre boyunca bir fabrikanın üretim hattında tekrarlanması ile üretilmez. İki insanın parmak izi nasıl farklıysa iki hayvanın kürkü de o denli farklı ve kendine özgüdür. Dahası, dokuma kumaşlar iki boyutludur. Bir top elbiselik kumaşı alın ve tezgahın üstünde yayın. Eni 1.20, boyu 4-6 metrelik bir kumaştan söz ediyoruz. En ve boy, kumaşın iki boyutudur. Bunlar kesilir, dikilir ve ortaya bir gömlek, etek, pantolon vs çıkar. Sonuçta hepsi iki boyutlu birer yüzeydirler. Kürk ise altta bir deri ve bu deriden salınan tüylerden oluşur. Bu tüylerin bir kısmı kısadır, "dip tüyü/kürkü" (underfur) olarak anılır. Bir kısmı ise daha uzundur, bunlara "koruyucu tüy" (guard hair" denir. Tek bir tüyün bile başından ucuna değişir ve bu kürke o olağanüstü parlaklığını verir. Tilki kürkünde mesela, tüylerin uçlarının koyu renkli olduğunu görürüz. Çiftlikte üretilen kürklerin renkleri daha standart iken, vahşi doğadan elde edilen kürkler dramatik renkleriyle dikkat çeker. Boz tilki kürklerinde mesela, sarıdan kahverengiye, kızıldan beyaza türlü bir renk cümbüşü görünür.
Kürkü dokuma kumaşlardan ayıran bu renk, desen ve üç boyutluluk özellikleri, kürkçülüğü de terzilikten ayırır. Kürkçülük, çıraktan ustaya nesiller boyu aktarılan bir zenaattir, pek çok inceliği vardır ve büyük sevgi ve özveri ister. Bir tilki ceket veya manto için 10-15 hatta daha fazla hayvanın kürküne ihtiyaç vardır. Bu kürklerin önce birbirlerine renk, desen ve tüy uzunluğu yönlerinden uydurulması gerekir. Bazı kürk ürünlerinde bir kürk postu alınır ve ince ince onlarca dilime ayrılır. Sonra bu dilimler tekrar birleştirilir. Bazen bu dilimlerin arasında ince deri stripleri konur, böylece son ürünün maliyeti düşürülmüş olur. Bazen geniş bir post bu şekilde inceltilir ve uzatılır. Sonuçta, tek bir kürk manto yüzlerce minik kürk parçasının dikilmesi sonucu ortaya çıkar. Bu ise muazzam bir emek ve alınteri demektir.
ah! çok ama çok severim kendisini
YanıtlaSil