18 Ağustos 2010 Çarşamba

Minik siyah elbisenin tarihi - 1992-

Önce "minik siyah elbise" mi, yoksa "mini siyah elbise" mi ona karar verelim (Allahım sen nelere kadirsin! Bir miniK K harfi anlamı ne kadar değiştiriyor!). Benim aklımda, İngilizcede "little black dress" diye anılan siyah elbiseler var, hatta Wikipedia'da bu elbisenin maddesi bile var. Buradaki "minik" elbisenin fazla kumaş gerektirmediği olarak anlaşılırsa pekala "mini" de olabilir, ama "minik" terimi aynı zamanda informellik, resmiyetten uzaklık, hafif şirinlik, biraz uçarılık, biraz da hoppalık çağrışımları yapıyor. Minik siyah elbise, uzun etekli, kuyruklu balo elbiselerine göre daha basittir, ama bu onun daha "ucuz" bir tarzı olduğu anlamına gelmez. Bazen işlemelerle bezenir, bazen altın sarısıyla ışıldar, bazen beyazla kontrast oluşturur. Amaan, siz anladınız ne demek istediğimi!

Çoğu kadın için siyah elbise, önemli gün ve gecelerde acil yardıma yetişen, yeri geldiğinde hayat kurtaran, sadık bir dost, gardrobun vazgeçilmez bir demirbaşıdır. Siyah elbise gerektiğinde pek çok kusuru kapatır, bazen de, yukarıda Cindy Crawford'un üstündeki 1992 Dolce Gabbana elbisede olduğu gibi yüreğini hoplatmak istediklerinizin yüreğini hoplatır. Cindy'nin elbisesi, makyajı, saçları bana hemen Julia Roberts ve Richard Gere'in unutulmaz filmi Pretty Woman'ı hatırlattı. Zaten film 1990 yılında çevrilmişti, bu elbise de 1992'den.

Yukarıdaki elbise de bir DG. Manken 90ların süpermodellerinden, Cindy'nin çağdaşı Stephanie Seymour. Ama bu elbise 2002'den. Aradaki benzerlik ve farklar üstünde düşünmeye değer.


Bu yazıda sizlere çoğu 1992 yılına ait beğendiğim bazı minik siyah elbise örneklerini göstermek istiyorum. Cindy Crawford'un üstündeki bir Dolce Gabbana'yla başladım, işte yukarıda yine bir başka DG minik siyah elbise var, bu sefer modelimiz 90ların bir başka efsane süpermodeli olan Linda Evangelista. Cindy'nin elbisesi nasıl bir avamlık, bir sokak seksiliği içeriyorsa, Linda'nınki de o denli bir sade elitizm içeriyor. Fotoğraftaki DG yazısını görmesem, Calvin Klein diyeceğim, o derece!
DG'yle başladım, ama yazıda ağırlığı Chloe oluşturuyor. O yıllarda Karl Lagerfeld'in tasarladığı Chloe'nin 1992 kolleksiyonlarında minik siyah elbiselerin harika örnekleri var. İşte, yukarıda Elaine Irwin'in üzerindeki elbise ne kadar güzel, ne kadar şeker! Göğüs bölümü Swarovski taşlarıyla işlenmiş, eteği kat kat, ama elbise buna rağmen göz alabildiğine sade ve yalın bir tarzı yansıtıyor. Muhteşem!

Gerçi son düzenlediğim yarışmaya pek ilgi olmadı, ama ben blogumu okuyanların merakını kışkırtmayı seviyorum. Şimdii, eğer blogumu dikkatle takip ediyorsanız, yukarıdaki elbisenin size tanıdık gelmiş olması lazım! Çok benzer bir elbise daha önce blogumda yer almıştı.  Bakalım bu elbiseyi bulabilecek misiniz?

Bu iki elbise de Chloe. İkisi de 1992 sonbahar-kış kolleksiyonundan. İki elbisede de, 90ların başında pek bir moda olan transparan kumaşların kullanıldığını görüyoruz. İki modelin de ne kadar "olgun" göründüklerine dikkatinizi çekiyorum. Bugün 25'ini geçen mankenlerin artık yavaş yavaş kariyerlerinin sonuna geldikleri düşünülecek olursa, moda dünyasının gençliğe olan düşkünlüğünün 90lardan günümüze iyice arttığını söyleyebiliriz. Eteklerdeki püskül ve işleme detayları günümüz trendlerine çok uyuyor.


90ların üç süpermodeliyle devam ediyoruz, soldan sağa Eva Herzigova, Yasmeen Ghauri ve birkaç yıl önce Fransız cumhurbaşkanı Sarkozy ile evlenen Carla Bruni. Hala Chloe 1992'deyiz ve yine transparanlar çıkıyor karşımıza. Yasmeen'in üstü tamamen transparan elbisesine demode diyebiliriz, ama Eva Herzigova'nın elbisesini bugün bir ünlü kırmızı halıda giyse hiç yadırganmaz. Fırfırlarla dolu asimetrik kesim eteği enfes. Carla Bruni'nin elbisesi minik siyah elbisenin gecelik kombinezon sınırlarını zorladığı bir örneği, ama yüzündeki peçe ve etek detaylarıyla dikkat çekmeyi başarıyor. Bu arada, son iki kolajdaki beş modelin de birbirinin aynı tonda koyu kırmızı rujlarına dikkat diyorum.


90ların bir başka süpermodeli Helena Christensen'in giydiği bu Chloe elbisenin eteği pek mini sayılmaz, ama ruhu kesinlikle bir minik siyah elbise! Kapkara bir gecede parlayan yıldızları andıran işlemeleri, yukarıda Elaine Irwin'in üzerindeki elbiseyle aynı havayı taşıyor.

90ların süpermodelleri geçidine dönen bu yazıda sahne sırası Karen Mulder'de. Yıl 1992, tasarımcı Valentino. Karen Mulder, erkeğini tuzağa düşürmüş bir güzel dişi rolünde bu Valentino reklamında. Tabii o pembe arabaya binen erkekten ne maçoluk beklenirse! İncecik beyaz şeritler, minik beyaz elbiseye hareket kattığı gibi, Karen'in yüzündeki muzır ifadeyi de vurguluyorlar.

Finali Karen Mulder'le yapmak istiyorum. 1994'teyiz ve Karen Mulder şu ana kadar gördüğümüz en ağır azam elbiseyle, bir Balmain tasarımıyla arz-ı endam ediyor. Baştan ayağa dantel işlemelerden oluşan elbisenin eteğinin bittiği yerde çorapların dantelinin başlaması enfes bir ayrıntı. Bu elbisenin kumaşı da transparan belki, ama yukarıda tül perde gibi dümdüz transparanlara göre burada dantel ağırlığını hissettiriyor.

3 yorum:

  1. ben nedense sevmiyorum siyah elbise. ama birkaç siyah elbisem var tabii. kurtarıcı gibi!

    YanıtlaSil
  2. Polyvore blogunda 2008'den kalma şu yazı tam da buraya denk düştü:
    http://blog.polyvore.com/2008/10/little-black-dress.html

    YanıtlaSil