Kapağında Hollywood'dan oyuncu Rachel Bilson'un yer aldığı InStyle İngiltere dergisinin Eylül 2010 sayısında bir sayfanın başlığı soruyor: Tamam, Londra, Paris gibi şehirler dünya modasının başkentleri, peki Türkiye nerden çıktı? Yani, "Türkiye'den de moda çıkacağını hiç beklemezdik" demeye getiriyor InStyle. Ama küreselleşme çağındayız, yepyeni moda merkezleri dünyanın dört bir tarafında pıtrak gibi bitiyor.
Instyle'ın bu sayfasında konu edilen yeni moda merkezleri Almanya, İskandinavya, Brezilya, Avustralya... ve Türkiye! Türkiye için dört görsel kullanmışlar: Bora Aksu sonbahar kış 2010 defilesinden iki ve Hakaan sonbahar-kış defilesinden birer resim, bir de Arzu Kaprol'da bir elbise.
TÜRKİYE başlığı altında şunları yazmış InStyle İngiltere:
"MODA GERÇEKLERİ Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisine ve aynı hızda genişleyen tasarım ortamına ev sahipliği yapıyor."
"SEVDİKLERİMİZ Hakaan'ın şık ceketler, vücudu saran etek-elbiseler ve gösterişli kürkler içeren (Kate Moss'un ilk sırada izlediği; Lara Stone ve Natalia Vodianova'nın podyumda görev yaptığı) ilk kolleksiyonu. Arzu Kaprol gözalıcı origami kokteyl elbiseleriyle, hızla Türkiye'nin en çok konuşulan isimlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Bir önce burada kıyafetlerini bulunduran bir mağaza çıkmasını diliyoruz. Ayrıca fütüristik biçimlerde terzilik taşıyan kıyafetleri olan Dice Kayek ve Londra Moda Haftası favorilerinden Bora Aksu."
Sayfada yer alan bazı kıyafetlerin altında, onları satın alabileceğiniz web sitelerinin linkinin verilmesine dikkat edin. Arzu Kaprol ürünlerini "burada" yani İngiltere'de satan bir butik veya mağazanın çıkmasını heyecanla beklediklerini okuyoruz, ama bu aynı zamanda şu demek: Arzu Kaprol'u seviyoruz, ama kıyafetlerini satın alamadıktan sonra bu romantik bir sevgi olarak kalmaya mahkum:( Kaprol'un işlemeli ipek elbisesinin altındaki numaranın 00 ile başladığına, yani İngiltere dışı bir numara olduğuna, 00'dan sonra gelen 33'ün Fransa'nın uluslararası telefon kodu olduğuna dikkat edin. Bu da bizi ekonominin temel bağıntısına, arz-talep ilişkisine götürüyor. Arz yoksa talep de yoktur. Veya, talep olsa bile arz olmadıktan sonra bir şey ifade etmez.
Dikkatinizi çekmek istediğim diğer nokta, Hakaan'ın defilesinden söz ederken, Kate Moss'un ilk sırada izleyici olarak, Natalia Vodianova ile Lara Stone'un ise podyumda manken olarak defileye katılmalarının vurgulanması oldu. Bu da bizi moda dünyasının bir temel bağıntısına götürüyor: Tasarımların ne kadar güzel olursa olsun, şöhret sahibi isimlerin beğenisi önce gelir.
Dahası var! Yukarıda derginin kapağında Rachel Bilson'un yer aldığını yazmıştım. Bilson, kapağa eşlik eden editoryalde Hakaan kolleksiyonundan iki elbise giyiyor.
Bu elbisenin krem renklisini Hakaan'ın Şubat ayında Londra Moda Haftası'ndaki defilesinde Natasha Poly giymişti. Sol alt köşedeki notlardan, elbisenin üstündeki deri yelek/süveterin Gareth Pugh tasarımı "neopren önlük" olduğunu öğreniyoruz.
Sağ alt köşeden Bilson'un giydiği ikinci Hakaan elbisesinin Harvey Nichols'ten satın alınabileceğini öğreniyoruz. Harvey Nicks'te varsa, Londra'da herkes alabilir demektir!
Aslında Hakaan'ın defilesinden Şubat ayında sıcak sıcak söz edecektim, özellikle de Matthew Williamson defilesi üzerine yazdığım yazının ardından bir mini karşılaştırma yapacaktım, olmadı. Kısmet bugüneymiş. Yukarıda, soldaki kare Hakaan'dan, sağdaki Matthew Williamson'dan. Her ikisinde de gümüş tilki kürkünün "feathered" adı verilen bir teknikle, kuş tüyü gibi kat kat dökümlü bir hale getirilerek kullanıldığını görüyoruz. Teknik altyapı aynı, ama moda tasarımı burada bitmiyor, tam tersine burada başlıyor. Hakaan bu teknikle bir kürk yelek yapmış ve kolleksiyonunun genel havasını yansıtan siyah alt ve üstle kombinlemiş. Williamson gümüş tilkinin siyah-beyaz kontrastından gece mavisi eteğe geçiş yapmış.
Moda dünyasının yeni haritasında yerinizi almaya hazır olun.
o halde eğlence daha yeni başlıyor.
YanıtlaSil