23 Şubat 2010 Salı

Vogue Türkiye'den önce Vog İstanbul diye bir dergimiz olduğunu biliyor muydunuz?

Vogue Türkiye'nin ilk sayısının çıkmasına şunun şurasında günler kalmışken geriye dönüp "nerden nereye!" edebiyatı yapmak istedim. Evet, 1977 sonbaharında, yazılışı iki harf eksik olsa da okunuşu Vogue ile aynı olan Vog adlı bir moda dergimiz çıkmaya başlamış!

Derginin adının Vog İstanbul oluşuna özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. E Fransızların Vogue Paris'i varsa bizim moda dergimiz neden İstanbul'la anılmasın? Aslında İstanbul'u Türkiye'nin tekstil, moda ve tasarım başkenti yapma yönünde bir planın parçası olarak kullanılabilecek, güzel bir fikir. Aklıma hemen, Yargıcı'nın 90lardaki bazı ürünlerinin etiketinde yer alan "Made in İstanbul" yazısı geldi. Ama sanırım, Türkiye'nin son 20-30 yılda yaşadığı adı konmamış savaş hali ve bölücü teröre karşı verilen mücadeleden, hele "Ver, Kurtul!" söylemlerinden sonra, Vogue İstanbul doğru bir seçim olmazdı.

Ben tekrar Vog'a döneyim. Logoda kullanılan karakterden "İstanbul"un O harfinin içine yerleştirilmesine kadar Vogue'un taklit edildiği apaçık görülüyor, değil mi! Nitekim bu durum sorun çıkarıyor ve dergi, kurucusu Kamil Şükun'un ifadesiyle "hukuki bazı nedenlerle" 1978 ilkbaharında derginin yayını durduruluyor. Öyle görünüyor ki dergi ancak 3 sayı çıkabilmiş, demek ki Vogue dergilerinin yayıncısı Conde Nast'ın durumdan haberdar olması ve avukatlarını harekete geçirmesi bu kadar zaman almış.

Vog'un ve Vog'u çıkaranların o kadar da hakkını yemeyeyim, ülkenin adeta bir iç savaş yaşadığı, benzin istasyonları önünde araçların günlerce kuyrukta beklediği, margarinin bakkalda karaborsada satıldığı, döviz bulundurmanın suç sayıldığı "70 sente muhtaç" bir dönemde, öncü olmak, yol açmak kolay olmasa gerek. Kurucusunun ifadesiyle Vog yayına bakın nasıl bir ortamda başlamış:

"Türkiye'nin tamamen kuşe kağıda basılı ilk profesyonel dergisi, ilk moda yayını hemen hemen yarı yarıya bir ilan/içerik dengesiyle hayata merhaba dedi. Tabii hiç kimse bu derginin Türkiye'de basılıp yayınlandığına inanmadı. (Her nedense o günlerde çağdaş bazı işleri nedense kimse kendine yakıştırmazdı)"

Vog kapandı, ama ortada hazır bir dergi ve dergi kadrosu var. O zaman ne yapmalı? Dergiye yeni bir ad koyup yola devam etmeli. Yeni bir ad, ama ne? Kamil Şükun anlatıyor:

"Yeni bir isim bulmak için yapılacak en iyi şey imla kılavuzunu taramaktı. 'Vizon' işte o arayış sonunda gerek 'ses'i gerekse de içerdiği harflerin görsel nitelikleri ve en önemlisi bir kadın için 'isteneceklerin en tepe noktası olması nedeniyle tartışılmaz bir alternatif olarak öne çıktı."

Müthiş! Hem Vogue gibi V harfiyle başlıyor, hem içine "İstanbul"un yazılabileceği yusyuvarlak bir O harfi içeriyor, hem de bir kadın için "isteneceklerin en tepe noktası" olan değerli bir kürkün adı, işte size mükemmel bir moda dergisi adı: Vizon! Yukarıda gördüğünüz, derginin ilk sayılarından birinin kapağı. Vog kadar kör gözüm sok parmağına taklit olmasa da kullanılan karakter hala apaçık Vogue'u çağrıştırıyor ve İstanbul tıpkı Vogue Paris'in Paris'i gibi O harfinin göbeğine yerleştirilmiş.

Belki biliyorsunuz, Milliyet gazetesinin 1950'den bu yana tüm eski sayıları tarandı ve internette gazetearsivi.milliyet.com.tr adresinde ücretsiz olarak erişime açıldı. İşte Milliyet'in 26 Kasım 1978 tarihli sayısında yer alan Vizon dergisinin çıkış ilanı.
Bana ilginç gelen nokta, Vog ile aynı ekip tarafından çıkarılmasına rağmen bu ilanda Vizon'dan "ilk Türk moda dergisi" diye söz edilmesi. Vizon'un bu ilk sayılarını görmedim, ama 80lerin ortalarında gerçekten kaliteli bir dergi olduğunu hatırlıyorum.

Hikayemiz devam ediyor. Vizon dergisinin çıkmaya başlamasından kısa bir süre sonra, Mart 1979'da ilk Vizon Show düzenleniyor. Meşhuur Vizon Show'un ilkini duyuran ilan bakın Milliyet gazetesinde şöyle çıkmış. Tarih 11 Mart 1979.
Milliyet gazetesinde bu ilan dışında ilk Vizon Show hakkında bir habere rastlamadım, ama bir sonraki yıl düzenlenen Vizon Show'la ilgili 14 Mart 1980 tarihli Milliyet'te çıkan haber şöyle:
Istanbul Fashion Week IFW'yi takip eden blogger arkadaşlar, bakın bundan 30 yıl önce gazeteci büyükleriniz bir moda etkinliğini nasıl haberleştirmişler!

Vizon ve Vizon Show'un hikayesi daha çok uzun. 80lerin başında ekonomik nedenlerle bir ara gazete formatına geçiyor, sonra gazete kağıdına basılarak çıkıyor bir süre, ama 1982'de tekrar kuşe kağıda basılmaya başlıyor, muhteşem bir kapakla muhteşem bir geri dönüş:
1990'da, Haldun Simavi'nin Hürriyet'i satması ve yayıncılık dünyasından (ve hatta Türkiye'den!) çekilmesinin ardından, 116 aydır çıkmakta olan Vizon dergisi kapanıyor, ama hikaye burda da bitmiyor, Vizon'un çekirdek kadrosu dergilerini 90larda Sabah grubu içinde Vizyon adıyla çıkarmaya devam ediyorlar! Vizyon 2003'e kadar devam ediyor, ama 25. yılının kutlandığı bir dönemde kapatılıyor. O dönemde Radikal'de çıkan haberde derginin tarihçesiyle ilgili ilginç bilgiler veriliyor. Bitmedi, Vizon dergisi 2004'te tekrar yayınlanmaya başlıyor ve görebildiğim kadarıyla Nisan 2007'ye kadar yayınlanmış.

Vog, Vizon ve Vizon Show hakkındaki bu bilgilerin çoğunu, derginin kurucusu Kamil Şükun'un kişisel gayretleriyle, geçmişe bir saygı olarak hala açık tuttuğu anlaşılan vizonshow.com sitesinden derledim. Bu siteyle ilişkili bir site daha var: Vizon dergisinin son çıktığı 2004-2007 dönemindeki resmi sitesi vizondergisi.com. Vizonshow.com sitesinde dergiyle ilgili bölüme, ana sayfada sağ altta yer alan Vizon linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

İlginçtir, bu siteyi daha birkaç gün öncesine kadar ziyaret ederken, sitede dergiye ayrılan bölümün giriş sayfasında "İlk Dergiler" başlıklı linkin yanında, Vog dergisinin ilk sayısının fotoğrafı yer alıyordu ve sitede Vog döneminden söz eden sayfalar da yer alıyor. Oysa şu birkaç gündür Vog'la ilgili sayfalara erişemiyorsunuz. Sayfalar sitede hala barındırılıyor, yani siteden silinmemişler (mesela birinci, ikinci ve üçüncü sayılar hakkındaki sayfalar), ama benim gibi önceden görüp bu sayfaların varlıklarından haberdar değilseniz, sitenin içindeki linkleri tıklayarak onlara ulaşmanız mümkün değil. Uzun gelen bir zincir kordon veya bilezikten bir halkanın çıkarılıp çekmeceye kaldırılması gibi bir şey. Ama, yukarıda verdiğim birinci sayı linkine tıklarsanız, sonraki sayılardan geçerek Vizon dergisine doğru sitenin orjinal tasarımında zincirde halkaların nasıl ilerlediğini görebilirsiniz.

Ben bu gelişmeyi, Vogue Türkiye'nin çıkışıyla ilişkilendiriyorum. Sanki eski bir ayıbın üstü örtülmek isteniyor, şu günlerde Vog İstanbul'un hatırlanması ele güne karşı "ayıp" olur diye düşünülüyor. Bilemiyorum.

Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer!

5 yorum:

  1. Benim tevellüt biraz eski,ama vizyon u hatırlıyorum.:)annem alırdı,ben de çoçuktum resimlerine bakardım,hayaller kurardım falan hahhha:)
    bi de o zamanlarda şimdiki gibi kötü magazin muhabirliği yapılmıyordu.moda haberleri haber gibiydi.şimdiki magazinci arkadaşlar bi kare çekmekle işi bitirecekleri yerde on poz çekip modellerin içine düşüyorlar.
    alınmasınlar ama görüntü böle:)

    YanıtlaSil
  2. muhteşem bir yazı!!! o kadar zevkle okudumkiii! VİZON'u ben de hatirliyorum, annem hep alırdı ama ben moda dergisi gibi değil de daha yelpazesi geniş bir dergi diye hatırlıyorum tabii böyle bir hikayesi olduğunu yani VOG'dan dönüştüğünü bilmiyordum!Muhteşem:))

    Geçenlerde VOGUE'un TV reklamlarını gördüğümde abartı heyecanıma karşılık ananem ayol biz gençken vardı bu dergi kapanmıştı yine mi çıkıyor dediğinde aman be ananeeee karıştırıyosundur sen demiştim hatta konu oradan taa eski VOG kadın çoraplarına kadar gitti de kadıncagiza dergiyle corabi mi karisitiriyosun bile dedim, demekki hakliymis:))))

    YanıtlaSil
  3. Televizyonda yeni Vouge'un reklamını izlerken, "O" harfinin içinde Türkiye yazısı gördüğümde içinde korkunç kuvvetli bir ben bunu daha önce görmüşütüm hissi oluştu. Internette bunu ne zaman ve nerede görmüş olduğumu hatırlamaya ve benzer dergileri ararken bu blog yazısı ve kafamı kurcalayan sorunun cevabını buldum. Çok teşekkür ederim. Geçmiş yakın tarih için güzel bir kaynak olmuş.

    YanıtlaSil
  4. Itır, değişim her zaman olumlu yönde olmuyor maalesef.

    Styleboom, aslında yazının VOG çoraplarıyla ilgili bir bölümü de vardı ama çok uzun olduğu için onu ayrıca yazmaya karar verdim:)

    Saturn5, aynı his bundan birkaç yıl önce bir Vogue Paris sayısının kapağına bakarken bende de olmuştu! Aslında bu yazının konusu, "Türkiye'de gerçek anlamda bir moda muhabiri/gazetecisi var mı?" sorusunun da testi olarak düşünülebilir. Eğer bir moda muhabiri varsa bunu haber yapmalı. Bakalım, göreceğiz...

    YanıtlaSil
  5. çok iyi bir yazı olmuş coşkun.. gerçekten vizon bizim yaş kuşağının annelerinin okuduğu nadir dergilerden olduğu için biliyoruz.. hatta ben içinden manken resimlerini kesip kağıt bebek bile yapardım diyeyim.. ama açıkçası vog'u hiç duymamıştım.. senden böylesine güzel bir yazı okuduğum için teşekkürler..
    sevgiler..

    YanıtlaSil