28 Şubat 2012 Salı

Beyazın asaleti


"Moda ve Sosyete" deyince ilk aklıma gelen Moda ve Sosyete blogunun değerli sahibesi, Siren Ertan Çarmıklı'nın giydiği bir beyaz kürk mantoyu pek bir beğenmiş. Ben de, "hadi o zaman, beyazlara gömüldüğümüz şu günlerde, beyaz kürkleri ele alayım" dedim. Bu yazıda bir taraftan kürk modasının klasiklerinden beyaz kürk fotoğraflarını sizlerle paylaşmak diğer taraftan da Siren Ertan'ın beyaz kürküne yakından bakmak istiyorum.

Kürk doğal bir malzeme olduğu için, "beyaz" veya "siyah" gibi renk tanımlamaları çoğu zaman yetersiz kalıyor. Hani sosyal medyada sıkça dolaşan bir resim vardır, kadınların ve erkeklerin renk algıları üzerine. Bu  Mars-Venüs karşılaştırmasında erkekler için renkler beyaz, siyah, kırmızı, sarı, yeşil, mavi, kahverengi gibi ana renklerden ibaretken kadınlar için beyazın kırık beyazı, buz beyazı, yumurta kabuğu (eggshell) beyazı, süt beyazı, beji, kremi vardır. Erkek için mavi mavidir, oysa kadın için gece mavisi (parlement), saks mavisi, petrol mavisi... uzar gider. İşte kürklerin renkleri de öyle. Bu yazıda beyaz kürklerin de nasıl çeşitlenebildiğini göreceğiz.

Yukarıdaki fotoğrafı çok severim. 1980lerden kalma olmasına rağmen, modelin saçları, makyajı, hele duruşu, bakışı çok "fresh" gelir bana. Hele o yüzündeki muzır ifade! Ucuz Roman filmindeki Uma Thurman'ı çağrıştıran o ifade! Gerçi yatarak verdiği pozdan kürkün kesimini tam anlayamıyoruz, ama geniş yakası ve kollarda kıvrılan manşetler dikkatimizi çekiyor. Kürkün cinsi? Vizon, onda şüphe yok. Ama ne cins bir vizon? "Beyaz vizon" diye anılan cins de olabilir, "inci vizon" da olabilir. Hafif kreme çalan hoş bir rengi var, ama bu tamamen fotoğraf makinesi ve ışıklandırmadan da kaynaklanıyor olabilir.


Madem konuya oradan girdik, Siren Ertan Çarmıklı'nın mantosuna bakalım bir de. İlk soru, ne cins bir kürk bu? Ben ilk bakışta vizon dedim, ama pekala tavşan veya traşlanmış kunduz (sheared beaver) da olabilir. Traşlanmış vizon da olabilir. Hatta imitasyon bile olabilir, ne de olsa son dönemde gerçeğinden ayırt etmesi çok zor imitasyon kürkler yapıyorlar!

Bu mantoda, kürkün cinsi kadar dikkat çeken başka noktalar da var. Bir kere, etekleri oldukça dökümlü bir kesimi var. Modanın diğer sektörlerinde olsa pek dikkat çekmez, ama kürkçülük ve kürk tasarımı, tıpkı altın veya pırlanta gibi, hammaddesi gayet değerli bir malzemeyi yani kürkü kullandığı için, bu nokta önemlidir. Dökümlü kesim demek daha fazla kürk kullanılması ve bu da maliyetin ve fiyatın artması demektir. Bu nedenle, internette kürk satışı yapan sitelerde belli bir kürk mantoyla ilgili fotoğraflardan birisi illa ki bu etek dökümünü gösterir. Onu da şöyle gösterir. Model kameraya sırtı dönük vaziyette, kürkün iki etek ucunu ellerine alır ve kollarını kaldırabildiği kadar havaya kaldırır. Yok dur böyle olmayacak, ben en iyisi bir örnekle açıklayayım!


Bu beyaz vizon mantonun kenarları ve yakası tilki kürkünden, yani daha hacimli ve tüylü görünüyor. Bu mantonun eteği bir uçtan diğerine 148 cm geliyormuş.


Bu mantonun etek çevresi çok daha fazla, hatta model aslında iki ucundan daha fazla kaldırmalıymış, kaldırmamış ve bu nedenle hala biraz dökümleri duruyor. Bu mantonun etek çevresi 228 cm. Düşünün, 2 metreden fazla!


Bu ilk ikisi gibi uzun manto formunda değil, daha çok bir pelerin havası var. Tahmin edebileceğiniz üzere etek çevresi epey fazla: tam 3 metre!


Ben yine klasiklere döneyim. Nefis bir styling ve romantizm dolu bu fotoğraf gerçekten de bir klasik! Modelin düğüm veya boncuk gibi görünen dokuya sahip bluzu, altın künye ve yüzüğü, makyajı dört dörtlük. Kürkü de çok şık, ama asıl önemlisi, hadi gelin bu kürke "beyaz" deyip çıkın işin içinden, kolaysa!

Birkaç klasik beyaz kürk resmi daha paylaşıp bu yazıyı sonlandırıyorum.






Lara Stone'un mini siyah deri elbisesi


Lara Stone, 14 Şubat Sevgililer Günü'nde fotoğrafçı Solve Sundbo'nun "The Ever Changing Face of Beauty" adlı video sergisine (enstalasyon?) bu über sexy siyah deri elbiseyle katılmış. Lara Stone'un büyük bir hayranı değilim ama burada kameralara çok güzel gülmüş ve tabii elbisesi de harika olunca işlem tamam...




26 Şubat 2012 Pazar

BCBG Max Azria'da kürk-kumaş renk uyumu



BCBG Max Azria sonbahar-kış 2012-13 defilesi beni çok etkiledi. Her şeyden önce, renk, malzeme ve desen seçimiyle, olağanüstü bir tutarlılık sergilenmiş bu kolleksiyonda. Tüm parçalar aynı bakışı, aynı stili ve felsefeyi yansıtıyor. Önce, renk bloğu trendinin nötr-toprak tonlarında renklerle dikkat çekici bir uygulamasını görüyoruz. Kamel, hardal sarısı, pudra, taba, turuncu, haki gibi renkler baskın olmayan bir şekilde mükemmel bir uyum yakalamışlar. Dahası, renklerdeki uyum sadece kumaş parçalarla sınırlı kalmamış, kürkler de aynı uyuma katılmışlar. Benim de dikkatimi çeken bu kumaş-kürk renk uyumu oldu.


Yukarıdaki cekette yer alan farklı kürk ve kumaş parçalarından bir kolaj yaptım. Üst sırada kürk parçaları, altta ise kumaşları görüyorsunuz (alt sırada en baştaki parça kol kenarlarındaki deriden). Özellikle alt sıradaki renkler sanki bir çizim programında boyanmış gibi duruyorlar ama öyle değil. Bu parçaların her birini  yüksek çözünürlükteki fotoğraftan birebir cropladım. Renk uyumu dikkat çekici, değil mi?!

Kumaş veya deri ceket veya mantoların omuz ve kollarında kürk detaylara  bir süredir rastlıyoruz. BCBG'nin yeniliği, farklı kürklerden parçaları kırkyama gibi bir araya getirmesi olmuş. Şimdi bakalım bu cekette kullanılan kürk parçalarını bir puzzle gibi nasıl ayırt etmişim:


Hakiki kürkü modacılar için vazgeçilmez kılan en önemli özelliklerinden biri, doğal bir renk ve desen çeşitliliği sunması. Tek bir kürk postunun bile üzerinde farklı bölgelerde farklı renk ve desenler görebilirsiniz. Ama burada, değişik kürk cinslerinden parçalar biraraya getirilmiş ve çok güzel bir uyum ortaya çıkmış.


İlk örnekte kürk parçaların renk ve desenleri birbirlerine çok yakındı, ama buradaki atkıda kullanılan kürk parçalar çok daha geniş bir yelpazeye yayılmış. Şimdi de buradaki puzzle'ı çözelim:



Bu kırkyamalı kürk atkıda kullanılan kürk cinslerini şöyle sıralayabilirim:
1. Kızıl tilki
2. Gümüş tilki
3. Kristal tilki
4. Siyaha boyanmış tilki
5. Cross (karışık) tilki
6. Tanuki veya Fin rakunu


Dünyanın en büyük kürk üreticilerinden İskandinavyalı SAGA'nın kürk örneklerini kullanarak, yukarıdaki çeşitlere benzeyen bir kolaj yaptım. Tabii SAGA ticari bir firma olarak, kendine özgü isimler vermiş kürk çeşitlerine. Mesela benim "kızıl tilki" olarak andığım kürk, SAGA literatüründe "altın tilki" ("gold fox") olarak geçiyor...

Buradaki kürk, bir atkı veya etol mü, elbiseye tutturulmuş bir yaka mı, yoksa manto veya kabanlara takılacak bir yaka parçası mı anlayamadım. Ama farklı cinslerdeki kürklerle oluşturulan kırkyama deseni yine çok güzel ve kendine özgü.


BCBG Max Azria defilesinde en beğendiğim iki parçayla bitiriyorum bu yazıyı. Biz Türkler genelde parlak neon renkleri pek sevmeyiz, belki de bu kolleksiyondaki parçaları sevmemin arkasında bu yatıyor...







23 Şubat 2012 Perşembe

Miroslava Duma'nın vizon kürkle klasik şıklığı


Geçenlerde blogda "Miroslava Duma'nın samur kürkü" demiştim. Rusya'nın soğuk ve karlı ikliminden kopup gelen Mira'nın gardrobunda samur kürkün yanısıra daha başka bir sürü güzel kürk de bulunuyor. Ama,  birkaç sezon önce bir New York moda haftası sırasında giydiği bu vizon ceketle Miroslava Duma şıklığına tavan yaptırmış resmen!

Bu kürk tasarımını trendy ve şık yapan bazı özellikleri var, hemen dikkat çekiyor. Öncelikle, kürk parçalar yatay olarak çalışılmış. Hani "American siding" veya "yalı baskısı" diye bilinen bir dış cephe kaplama sistemi vardır, bu kürkte de parçalar aynı oradaki gibi, bir üstteki parçanın alt kenarı bir alttaki parçanın üst kenarının üstüne gelecek şekilde duruyor. Yani olay sadece yatay şeritler değil, böyle kat kat yukarıdan aşağıya uzanan bir hareket sözkonusu. Diğer bir nokta, ceketin kolları kısa ve yakası yok. Bu da ona sanki bir hırkaymışcasına bir hafiflik kazandırıyor. Hani Mad Men dizisinde bolca gördüğümüz, "twinset" adı verilen bir kombin vardır, triko (tercihan kaşmir) kolsuz bluz ve üstüne aynı renkte hırka... O kombinin hırkası gibi duruyor bu kürk. Son olarak, kullanılan vizonun rengi de çok hoş. Genelde çok daha koyu kahve tonlarda vizon kürklere alışığızdır, ama bu renk çok modern ve farklı...


Başındaki (muhtemelen Hermes) ipek eşarbı, kolundaki arzu nesnesi çantası ve şıkır şıkır altınlarıyla Miroslava bir Audrey Hepburn, bir Grace Kelly şıklığına ulaşmış. O kadar ki, kendisine de fazla gelmiş olacak, içindeki yaramaz kız onu dürtmüş, dilini çıkarmış:)


Ayakkabılarının topukları da dikkat çekici...


Mira'yı aynı vizon kürkle ama bu sefer başka bir üst+etek kombiniyle görüyoruz. Eli belinde pozu pek olmamış ama. Sanki annesinin kürkünü ödünç almış bir kız gibi durmuş...


Burada kürkün üstüne siyah bir kemer kullanmış. Özellikle moda duyguları kabarmış fashionistalar, böyle vintage kürklerin üstüne kemer takarak, bellerini ince göstermeye gayret ediyorlar.


Miroslava'ya bayılıyorum:)

17 Şubat 2012 Cuma

Michael Kors'tan Simay Bülbül'e



Bloglarda Simay Bülbül'ün IFW defilesini takip ederken, yukarıdaki kürk manto çok hoşuma gitmiş, hatta bir bloga "Bende Michael Kors esintisi uyandırdı!" yorumunu yapmıştım. Michael Kors'un New York moda haftasındaki son defilesinde, Simay Bülbül'ün mantosuna benzer bir parça görünce bu postu yapmaya karar verdim.


Böyle kolları giyilmemiş, omuza alınıvermiş manto, ceket ve hırkalar bana çok "cool" gelir:) Yani nasıl desem, sanki "Şu an üşümüyorum, ama üşürsem lazım olur diye alıverdim omzuma" gibi umarsız bir tavır mesajı alırım. Bir de, burada olduğu gibi giyenin omuzlarından düşmesin diye elleriyle yakadan tutuşu, arada bir düzeltişi hoştur. Benim, "Kadınlar neden böyle çanta meraklısı?" sorusuna verdiğim bir cevap var, bence erkekler gibi ellerini sokacakları cepleri olmadığı için kadınların elleri çok boşta kalıyor, ellerini nereye koyacaklarını şaşırıyorlar. Bir çanta olursa ama, o çantayı omuzlarına veya dirseklerine asarlar, bu da uzun kollarını kırmak için bir fırsat verir. Neyse, fazla uzatmayayım ben:)


İşte bu da, bana Simay Bülbül'ün mantosunda Michael Kors'u hatırlatan parça. Sonbahar-Kış 2010-11 kolleksiyonundan. Tamam, kürk sıcak tutar, ama bu bir manto değil, uzun ve kolsuz bir yelek! Defilenin stilisti, kürk yeleği ve yağ yeşiline çalan derin V yaka trikoyu böyle sunmayı uygun görmüş. Abbey Lee Kershaw'a da çok yakışmış!


Gerek Simay Bülbül, gerekse Michael Kors'un kürklerinin iki ortak yönü var. İkisi de çakal (coyote) kürkünden yapılmış ve ikisinin de böyle kırkyama gibi bir görüntüsü var, dokusu tek düze değil. Bunun nedeni, bütün postlardan değil, postların sağından solundan kırpılan parçalardan yapılmış olmaları. (Simay Bülbül mantonun yakasının farklı olduğuna dikkat edin. O tek bir parça posttan yapılmış. Yaka gösterişli bir bölüm olduğu için yakada en güzel, en kabarık ve düzgün tüylü kürkler kullanılır). Bu kürk parçalarının kimisinde tüyler uzun kimisinde kısa. Kimisi koyu kimisi açık renkli. Kürkçü açısından bakılacak olursa bu kürkler, başka türlü olsa atılacak parçaların değerlendirilmesine yarıyor, böylece kürkten tasarruf edilmiş oluyor. Tasarımcı açısından ise, farklı bir doku (texture) elde etmenin bir yolu oluyor bu.


Michael Kors kürk yeleği, Kelsey Van Mook'un üzerinde, Flare dergisi Ocak 2011 sayısındaki bir editoryalde görüyoruz. Yine kamel bir body ile kombinlenmiş. Bu kürk rengi, kamel ile çok uyumlu.


Bu da, Michael Kors'un birkaç gün önce New York moda haftasındaki Sonbahar-Kış 2012-13 defilesinden. Kors, 2 yıl aradan sonra aynı kürkü bu sefer bir ceket ve şapka olarak kullanmış.


Son olarak, böyle toprak tonlarında kürk parçaların kırkyama gibi kullanıldığı bir kürk yelekten söz etmek istiyorum. İki yıl önce, Fabrika kolleksiyonunda Emina'nın tanıttığı bu kürk yeleği konu alan bir blog yazısı yayınlamıştım.

16 Şubat 2012 Perşembe

Lost in Romance


Çok hoşuma gitti bu fotoğraf, sizinle paylaşmak istedim. Başlıktaki gibi romantizm çağrışımı yaptı bende. Bir kadını böyle pencereden uzaklara doğru daldıran şey ne olabilir? Aşk? Özlem? Yalnızlık?

Bir de nostalji. Neden bilmiyorum, ilk bakışta bu fotoğraf bana bir trenin restoran vagonunda çekilmiş gibi geldi. Orient Express'in şaşaalı dekorunu hatırladım. Ağır bordo kadife perdeler, masa lambası, koltuklar... Herşeyin hızlandığı dünyamızda trenler de hızlandı, yataklı trenlerde zamanın o rahat ve huzurla aktığı günler geride kaldı.

Ve fotoğraftaki kadının güzelliği ve şıklığı... İçinizden bazıları "fazla formel" veya "fazla abiye" diye düşünüyor olabilir. Bence klasik ve kusursuz... Simlerle parıldayan transparan bluz ve kürk yelek... Dağınık saçlar ne kadar seksi ise, toplu saçlar da o kadar feminen ve güzel. Ve o tüm dikkati üstünde toplayan kırmızı rujlu dudaklar!

10 Şubat 2012 Cuma

Katy Perry'den 1920ler esintisi


Katy Perry saç bakım ürünleri markası GHD'nin kampanyasında yer almış. Katy Perry'yi çok beğendiğimi söyleyemem, bana "klas" konusunda epey eksiği var gibi gelmiştir hep, ama kampanya için çekilen yukarıdaki fotoğrafı çok beğendim. 1920lerin rumba, cha-cha danslarını, Mata Hari'yi hatırlatan bu karede Perry dansın ritmiyle uçuşan elbisesi, kuştüyü etolü ve tabii dalgalı saçlarıyla harika çıkmış.


9 Şubat 2012 Perşembe

Elizabeth Jagger'dan önce süpermodel annesi Jerry Hall vardı


İstanbul Moda Haftası'nın ilk gününde Atıl Kutoğlu defilesinde podyuma Elizabeth Jagger çıkmış, Jagger defileye ve Moda Haftası'na damgasını vurmuş, mış muş... Diye okuyorum gazetelerde. Şu günlerde Maroon 5'ın şarkısı "Moves Like Jagger" FIAT reklamlarına bile düştü ya, herkesin dilinde bir Jagger. Tabii Jagger'ların babası Mick Jagger geliyor akla hemen. Elizabeth de, baba kontenjanından celebrity kadromuza dahil oluveriyor.


Oysa Elizabeth'in bir de annesi var, hem de annesi kendi zamanının en ünlü modellerinden Jerry Hall. Ben de bu yazıda Jerry Hall'dan söz etmeye, bu yazıyı Jerry Hall'e adamaya karar verdim. İşte yukarıda ana-kızı birlikte görüyorsunuz. Jerry Hall'un yaşı 50'nin üstünde ama hala çok alımlı ve güzel...


Yıl 1979. Dergi Vogue Paris. Aralık-Ocak sayısı. Jerry Hall, bana 90ların Calvin Klein tarzı minimalistik modasını hatırlatan olağanüstü sadelikte bir beyaz elbise içinde muhteşem görünüyor! Şimdi soruyorum size, bu elbiseyle IFW'de podyuma çıksaydı, "30 yıl öncesinin demode modası da nerden çıktı?" mı derdiniz, yoksa "Harikaaa! Bayıldımmm!" mı?



1979 yılı Amerikan Harper's Bazaar Ağustos sayısında yayınlanmış yukarıdaki kare. Saçları, fresh yüzü ve atletik vücudundan sağlık ve canlılık fışkırıyor Jerry'nin. Evet sıfır beden değil, ama bence sıfır beden bir elbise askısından çok daha cazibeli:)


Jerry Hall'un yukarıda havaya sıçramış pozunun benzerlerini 2008-2009'un Vogue ABD'lerinde Raquel Zimmermann, Natasha Poly, Caroline Trentini gibi modellerde o kadar çok gördük ki! Hele bu kombindeki renk uyumu, Jerry Hall'un giydiği rakun kürkünden yeleğin stili, bana Raquel Zimmermann'lı bir Vogue Paris editoryalini fena hatırlattı!

Yaşadığımız şu buzz gibi kış günlerinde Jerry Hall'un üstündeki sıcacık kazağa, hele o yün çorapların cazibesine kim hayır diyebilir? 

Romantik, belki hüzünlü bu harika karede Jerry Hall kusursuz makyajı ve olanca güzelliğiyle gözlerimi kamaştırıyor! Kızıl tilki kürkünün alev alev renkleri insanın içini ısıtıyor, aynı zamanda Jerry'nin saçlarına çok güzel gitmiş.


Bir önceki karede kızıl tilki kürkü için "alev alev yanıyor" demiştim, bilmiyorum bu fotoğrafa ne demeli!?! 1983 Valentino Haute Couture sonbahar-kış defilesinin sahne arkası. Jerry Hall, yanında Terri May'le aynada podyuma çıkmadan önce son hazırlıklarını yapıyorlar, ama seksapelleri (sex appeal) tavana vurmuş bu iki süpermodel karşısında insan ayna olsa çatlar!


Ünlü Maximilian Kürkevi'nin 1983 yılından kalma bu reklamında, dönemin en ünlü modellerini yanyana görüyoruz. Sol başta Kim Alexis, yanında Jery Hall, ortada Rene Russo. Rene Russo podyumdan Hollywood'a transfer oldu ve çok sayıda filmde oynadı. Russo'nun sağında ilk siyahi süpermodel Iman ve en sağda Carol Alt ile Kelly Emberg. Uçuşan, upuzun ve kabarık saçlar, vatkalı omuzlar, Kim Alexis'in siyah deri pantolonu ve Hanedan dizisine yakışan özgüven patlaması yapmış duruşu... 80leri seviyorumm!


Bu Jerry Hall turundan sonra, Atıl Kutoğlu'nun defile finalinde yanına iki ünlü misafirini alıp izleyenleri selamladığı bu karede Elizabeth Jagger'ı annesine daha bir benzettiniz galiba, değil mi?