21 Ekim 2010 Perşembe

Ekim ayı Vogue kapaklarına bakış -2-


Ekim ayı Vogue kapaklarını ele aldığım ilk yazıda sizlerle ayın dikkat çeken, öne çıkan kapaklarını paylaşmıştım. Bu yazıda ise, ayın "felaket" kapaklarına bakmak istiyorum. Ve işte felaketlerin en büyüğü, yukarıda gördüğünüz, Vogue İngiltere baskısının kapağı! Hayır, kapağa Cheryl Cole'u taşımaları değil felaket, nitekim dergi içindeki editoryalde Cheryl'in gayet güzel fotoğrafları yer alıyor. Ama, bu derginin adı Vogue mu, yoksa Good Housekeeping mi, belli değil, asıl sorun orada. Kapağı görünce aklıma ilk şu soru geldi: "Acaba kışa hazırlık için güzel reçel tarifleri veya DIY perde önerileri de veriyorlar mı dergi içinde?" Pembe yerine göre şık, zarif, çarpıcı, dikkat çekici, seksi ve feminen olabilir ama bu kapaktaki pembe bunların hiçbirine uymuyor! Cheryl'in kucağındaki çiçekler? Tamam, futbolcu kocası tarafından defalarca aldatılan zavallı güzel ünlü kadın olduğunu daha başka kaç şekilde vurgulamanız gerek? O el yazısı fontuyla yazılmış "Pure Style" başlığının altına bir de "xoxo Cheryl" imzası koyup sahte celebrity duygusallığını tavana vurdurmayı unutmuşsunuz, hatırlatayım!

Öte yandan, ben gittim bu dergiyi aldım. "Ee kardeşim o zaman ne mızlanıyorsun? Dergiyi sattırmış işte kapak, daha ne olsun?" diyorsanız siz de haklısınız. Ama işte, bugün bu kapaktan dolayı Vogue alanlar, yarın bu kapağın alasını yapan, biraz celebrity dedikodusu, biraz güzellik, biraz ev işleri, biraz ondan biraz şundan bahseden dergilere kayarlar. Herkes en iyi bildiği işi yapsın bence. Vogue İngiltere de, kapağına Cheryl Cole'u çıkaracaksa, şöyle başımızı döndüren bir Matthew Williamson, Erdem veya Alexander McQueen elbise içinde çıkarsın.


Vogue Avustralya çiçeklerle bezeli bir kapakla çıkmış bu ay. Kapağa eşlik eden editoryalde danteller ve tüllerle bezeli enfes kıyafetler, çok güzel fotoğraflar var, yakında bloguma konu etmeyi düşünüyorum. Editoryalde Codie Young ve Rosemary Sweet yer alıyorlar, ama kapağa kendisi de Avustralyalı olan Codie Young çıkmış. Codie Young'ı ben Gemma Ward'a benzettim biraz. Klasik bir güzel değil, ama sıradışı olduğu kesin. O yüzden, "Bu kız güzel değil canım" tarzı bir yorum yapmak istemiyorum. Kapağı öyle çok sevmedim, ama hemen eleştirmekten de çekiniyorum. Yorumu size bırakıyorum.


 İlla çiçeklerle veya çiçek desenleriyle bezeli bir kapak olacaksa, Harper's Bazaar Japonya'nın Valentina Zeliaeva'lı kapağını tercih ederim! Valentina'nın elbisesi tek başına fazla romantik veya geleneksel olabilir, ama parmaksız dantel eldivenlerle, kapakta kullanılan renklerin asaletiyle çok zarif bir kapak çıkmış ortaya.  İşte Vogue kapaklarında aradığımız özellikler bunlar!


Evet, bu dergi kapakları yazı dizisi boyunca iyice anladık ki, iş Vogue kapaklarına gelince Amerikan ve İngiliz edisyonları bizi hiç şaşırtmıyor, bir celebrity, bir şarkıcı, bir Hollywood starıyla işi kotarıyorlar. İşte, Amerikan Vogue'u kapağında genç ve sempatik film yıldızı Carey Mullighan. "Genç" dedim "sempatik" dedim, bu kapak için de olsa olsa "şirin" ("cute"), Carey'nin elbisesi için de "cici" ("pretty") diyebilirim. İnsana huzur veren, günün stresini üstünden alan bir kapak bu. Ama yok, Cheryl Cole'lu kapak hakkında o kadar atıp tuttuktan sonra Carey Mullighan'lı Vogue Amerika kapağına daha fazla söz söyleyecek dermanım kalmadı. "Vardır elbet Anna Wintour'un bir bildiği" deyip geçelim...

"Tüller ve dantellerin perdelediği gizemli dünyaya yolculuk" başlıklı son yazımda Vogue Japonya'nın Ekim sayısında yayınlanmış, Raquel Zimmermann'ın çekimleri Napoli'de yapılan, çarpıcı, provokatif ve aynı zamanda büyüleyici bir güzelliği olan fotoğraflarını paylaşmıştım sizinle. Şimdi bir o siyahın cazibesiyle yoğrulmuş karelere bakın, bir de Vogue Japonya'nın aynı sayısının kapağını süsleyen Raquel Zimmermann fotoğrafına bakın. Kapak fotoğrafıyla ilgili her türlü eleştiriyi bir tarafa bırakıp soruyorum: Ne alaka!

Raquel Zimmermann'a sözüm yok, elbisesine itirazım yok, ama Raquel'in sanki bir kazık yutmuş gibi yapay duruşu beni rahatsız etti. Çocukluk yıllarımda vesikalık fotoğraf çektirmek için kamera karşısına geçişim geldi aklıma. Müşkülpesent fotoğrafçı önce uzaktan yok kafanı sağa çevir, yok başını biraz arkaya yatır türü talimatlarıyla şekilden şekile girerdim. Sonunda fotoğrafçı gelir, sanki konsolun üstündeki vazoyu veya duvardaki çerçeveyi düzeltiyormuşcasına iki eliyle başımı tutar, çevirirdi. Vogue Japonya'nın bu kapağı işte bana, kendimi heykel gibi hissedip yabancılaştığım (hadi burada nezaketimden "maymun gibi" demeyeyim..) o anları hatırlattı.

Bu da Vogue İspanya'nın kapağı. Kapakta kızı Elena Melnik'miş, gerçi kapakta iki kız var ama? Dergi içinde bir editoryalin içinde yer alabilecek güzel bir fotoğraf, ama kapak fotoğrafı? Bir kere, arkaplan çok baskın, mankeni ayırt etmek için fotoğrafa ikinci kez, dikkatle bakmak gerekiyor. Bir gazete bayisinde benzeri bir sürü moda dergisinin "janjanlı" kapakları arasında bu kapağa kim ikinci bir şans verir? Bilemiyorum. Ama, Vogue logosunun dolgun rengini beğendim...
 Bu yazıda daha çok eleştiri oklarını yönelttim kapaklara, ama Natasha Poly'nin bu Vogue Rusya kapağına hiçbir eleştirim yok! Natasha Poly ve bu kapak hakkında daha söyleyecek çok şey var, ama bir sonraki yazıya!

6 yorum:

  1. Hahahah çok super bi' post olmus dediklerine katiliyorum Vogue Ispanya hariç bence muthis olmus :)

    YanıtlaSil
  2. British Vogue resmen çocuk oyuncağı gibi. Özensiz, basit. Ya da dönem dolayısıyla da bunu düşünüyo olabilirim. Aynı kapak Nisan'da yapılsa belki pembeye laf etmezdik.

    Amerikan Vogue'unun kapaklarını da çok özensiz buluyorum. Kimi zaman sadece yüz oluyo, ki bence bu moda dergisi için çok saçma. Hani bazen Wintour dediğin kişi bunu mu yapabiliyo dedirttiriyo adama.

    Bir de dergiyi sattırmak var, ki o da bence başlı başına bir yazı konusu olabilir. Hani dergiyi alma mantığıyla açıklanabilir belki bu. Yani ben sırf moda konusunda bişiler öğrenmek, biraz eğlenmek ve kaliteli bişeyler okumak istediğim için gidip Vogue alıyorum. Yani o kapakta kim olursa olsun alıcam, ama hadi mağazaya gideyim de bakayım ne dergiler varmış mantığıyla elimi atsam bu Vogue'ların hiç birini de almam.

    Espana ise bence kapak güzel ama sanki Traveller dergisi ve Ispanya'nın bir müzesini kapağa taşımışlar gibi, modeller belirsiz.

    Wuhhh, keyifliydi, teşekkürler yeniden :)

    YanıtlaSil
  3. Tuba, yani Vogue İspanya'yı bayide görsem düşünmem alırım diyosun?

    James Mayer, Londra'da sırf moda kitap ve dergilerinin satıldığı R.D. Franks diye bir kitapçı varmış, gidip görmek, görüp yazmak istiyorum:)

    YanıtlaSil
  4. istiyorum oraya gitmek, oradan bişeyler satın almak :) yolum Londra'ya düşsün :)

    ilk boş vaktinde git oraya o halde :) bizi de bilgilendir :P

    YanıtlaSil
  5. Seda Sayan bir ara dergi çıkarıyordu ve kapağındada malum kendisi olurdu. Vogue İngiltere aklıma nedense o drgiyi getirdi!


    Vogue Avustralya,
    Bence çok iyi bir kapak. O çekimin her karesini çok beğendim.

    YanıtlaSil
  6. ingilizler komiklik olsun istemişler:) annemin ben küçükken aldığı samanyolu isimli dergilerine benziyor.

    YanıtlaSil